1. Giriş
Zeolit ilk kez, 1756 yılında İsveç’li
mineralog Frederich Cronstet tarafından bir
mineral olarak tanımlanmıştır. Isıtıldığı
zaman 200 °C civarında köpürmesi nedeni
ile Yunanca “Kaynayan Taş” anlamına gelen
“Zeolite” diye isimlendirilmiştir. İki asır
boyunca volkanik kayaçların yapısında yer
alan ve mineral gözüyle bakılan zeolitler,
1950’den sonra saptanmaya başlanmış ve
hemen hemen tüm kıtalarda yaygın olduğu
görülmüştür (Anonim, 2004). Değişik
ülkelerde 1960’lı yıllardan sonra ticari
olarak üretilip pazarlanmaya başlayan
zeolitler, ülkemizde ilk defa 1971 yılında
tespit edilmiştir. Araştırma grupları
tarafından belirlenen doğal zeolit minerali
sayısı 40 olarak bildirilmiştir. Bunların
içinde en bilinenleri; analsim, şabazit,
klinoptilolit, eriyonit, ferrierite, heulandite,
mordenit, stilbit ve filipsittir (Doğan, 2003).
Ülkemizde, özellikle Batı Anadolu ve
Trakya’da 1970’li yıllardan itibaren yapılan
çalışmalar ile geniş yayılımlı çeşitli zeolit
oluşumları ortaya konmuştur (Esenli, 1999).
Doğal zeolitler açısından ülkemizin yaklaşık
50 milyar tonluk bir rezerve sahip olduğu,
önemli bir kısmının klinoptilolit cevherinden
oluştuğu bildirilmektedir. (Esenli ve
Özpeker, 1993; Göktekin, 1987).
Zeolitler gerek bilimsel çalışmalar
gerekse ticari uygulamalar açısından yer
bilimleri, fizik, kimya, ziraat, hayvancılık,
inşaat ve tıbbın ilgi alanındadır (Kocakuşak
ve ark. 2001). Uygulamaya ve pazar
geliştirmeye yönelik çalışmalarda doğal
zeolitin iyi araştırılmış, yeterli miktarlarda
ve aynı özelliği taşıyan bir kaynaktan
alınması çok önem taşımaktadır. Aynı
mineral adını taşıyan zeolit kimyasal açıdan
iyi karekterize edilmez ise uygulama (Kocakuşak ve ark., 2001). Yüksek
adsorbsiyon, iyon değişimi, kataliz ve
dehidrasyon özelliklerine sahip olması
nedeniyle istenilen tane iriliğine oldukça
kolay biçimde getirilebilen, bitki besin
maddesi desteğinin yanında ortama elverişli
fiziksel özellikler kazandırması nedeniyle
klinoptilolit saf bir şekilde yada organik
yetiştirme ortamları ile belirli oranlarda
karıştırılarak kullanılabilmektedir (Anonim,
2004).
Yapılan bir çalışmada, Burriesci ve
ark. (1984), zeolitin ıspanak üretiminde su
ve gübre yarayışlılığını artırıp
kolaylaştırdığını, Rivero-Gonzales ve
Rodriguez-Fuentes (1988) hidroponik
ortamda doğal zeolitle yetiştirilen domates
bitkisinde verimin yanısıra su ve gübre
ekonomisi yönünden olumlu sonuçlar
alındığını saptamışlardır.
Kütük ve ark. (1996) saksıda
yetiştirilen fasulyelerde yaptıkları bir
çalışmada, fasulye bitkisinden elde edilen
ürünün yaş ve kuru ağırlığı ile toprak üstü
aksamının kuru ağırlığı üzerine farklı oran
ve fraksiyonlardaki zeolitin etkisinin
istatistiki yönden önemli olduğunu, bu
etkinin ürünün yaş ağırlığında kaba
fraksiyonlu zeolitin %5 uygulamasında
belirgin olduğunu bildirilmiştir.
Rusya’da, serada hıyar
yetiştiriciliğinde zeolit (Na/K formunda
klinoptilolit içermekte) tek başına ve sera
toprağı ile belli oranlarda (3:1 ve 1:1)
karıştırılarak kullanılmıştır. 4 yıl süresince
zeolitin pH etkisi ortalama 2 birim düşmüş,
tuz konsantrasyonu hafif bir şekilde
azalmıştır. Ancak K, Mg ve Ca’un
değişebilir formları hemen hemen hiç
değişmemiştir. Na içeriği düşmüş, böylece
tuzluluk tehlikesi azalmıştır. En yüksek
hıyar verimi (24.92 kg/m2) standart
gübrelemenin yapıldığı saf zeolit
uygulamasından elde edilmiş kontrol olarak
dikkate alınan sera toprağına göre 3.3 kg/m2
verim artışı sağlanmıştır. Nitrat içeriği ise
zeolit üzerinde yetiştirilen hıyar bitkilerinde
daha düşük miktarda bulunmuştur (Baikova
ve Semekhina, 1996).
Vegetatif olarak çoğaltılan Basella
rubra L. (B.alba) salata bitkileri ile serada
saksı denemeleri 3 farklı substratta
yapılmıştır. Bunlar doğal zeolit, zeolit+% 5
chernozem ve yaprak kompostu ile dere
kumunun (1:1) karışımıdır. Bütün substratlar
benzer mineral made içeriğine sahip olup
denemede 4 kg’lık saksılar kullanılmıştır. En
yüksek verimlilik zeolit+% 5 chernozem
ortamından (250-413 g/m2) elde edilmiştir
(Demidov ve ark. 1991).
Bu çalışma, tarımda kullanılan ve bir
zeolit türü olan klinoptilolitin marul
yetiştiriciliğnde verim ve kalite üzerine
etkisini saptamak amacıyla yapılmıştır.
İletişim Hattı ve Whatsapp: 
Üye Girişi
Üye Olmak İstiyorum
Tüm Kategoriler







